ağladığım mevsimlerin kininde hasat yok
şehri öp sonra bağla yürekten ısırığı
uzaktan sandığın yol kısa, tut uzat
seçilmişler kervanında yükünü indirdiğin
elmayı soy teninde gezginlerin parmak izi
baldıran zehri içen ademler görmeden seni
arşa uzanan burak öptüğün yerde kaldı
sen bil, sen unut, sen kır, artık o kırılmadan
yıldızları öp ve bırak bu senin şanın
ayı kırp, güneşi dür, yeşiltaşları boya
bu gelen yeni gündönümüm benim
kırıklarımı toplayıp kendine bir ay yaptı
şimdi git artık gelemem, yeni bir dolunayım
bir ilk’e düçar idim, bir ülkeye tutundum
şehirlerde gözüm yok çok eskiciyim artık
vuruldum uzaklarda seven çok sevilen çok
sen ki harami idin boynumu uçurduğun
öptüğün her dalında şimdi güller açıyor
Müştehir Karakaya
Fotoğraf - Erva Kara